Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon kas-iskelet , sinir veya kalp damar sistemlerindeki fiziksel ve fonksiyonel bozuklukların tanı ve tedavisini kapsayan bir uzmanlık dalıdır.
Fizik tedavi, fiziksel yöntem ve tekniklerin hastalıkların tedavisinde kullanılması anlamına gelir. Uygulanan fizik tedavi yöntem ve teknikleri vücudumuzda herhangi bir lezyon veya yara oluşturmaz. Fizik tedavi uygulamasının amacı hastanın ağrılarının azaltılması veya yok edilmesi, fonksiyonel kapasitenin arttırılması, günlük yaşam aktivitelerinin tekrar kazanılması, organların işlevlerinin sağlıklı hale gelmesi, bağımsız bir birey olarak toplumdaki yerini almasıdır.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hangi Alanlarda Kullanılır?
• Ortopedik Hastalıklar ve yaralanmalar
• Nörolojik ve sinir-kas hastalıkları ve yaralanmaları
• Akut ve kronik ağrı tedavisi
• Romatizmal hastalıklar
• Pediatrik rehabilitasyon
• Kardiyopulmoner rehabilitasyon (kalp-akciğer rehabilitasyonu)
• Doğumsal veya edinsel eklem ve kemik bozuklukları
• Yanık sonrası rehabilitasyon
• Geriatrik(yaşlı) rehabilitasyon
• Metabolik hastalıklar (diyabet, osteoporoz vb.)
• Spor yaralanmaları
• Önleyici tedavi yaklaşımları
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları Nelerdir?
Hastalığın teşhisi konulduktan sonra hastanın durumuna göre uygun bir fizik tedavi programı planlanır. Fizik tedavi, uzman hekim denetiminde yapılmalıdır. Bu tedavi programı ilaç, fizik tedavi tekniklerinin uygulanması ve tedavi edici egzersizlerden bir veya birkaçını içerebilir.
Isı, ışık, su ajanları
• Yüzeyel ısı (infraruj, sıcak paket, parafin, girdap banyosu),
• Derin ısı (ultrason, yüksek yoğunluklu lazer, TECAR)
• Hidroterapi (Havuz içi egzersiz, kontrast banyo, kaplıca tedavisi, su altı masaj, girdap banyosu)
Elektroterapi
Vücuda belirli frekans ve şiddette akım verilmesiyle uygulanır. Akut veya kronik ağrı, ödem tedavisinde, kas kuvvetlendirilmesinde veya belirli kasların fonksiyonel olarak çalıştırılması için kullanılabilir.
Mekanoterapi
Mekanik cihaz ve aparatların tedavi amacıyla uygulanmasıdır.
Yürüme robotları, kol robotları, Traksiyon, spinal dekompresyon(bel-boyun çekme), pnömatik kompresyon, CPM cihazları vb. kullanılır.
Manuel Terapi Yöntemleri
Manuel terapi herhangi bir cihaz ya da makineye kullanmaksızın sadece elle uygulanan bir fizik tedavi şeklidir. Manuel terapide uygulayıcılar, kas spazmı, kas gerginliği ve eklemlerdeki fonksiyon bozukluklarının neden olduğu problemleri azaltmak için yalnızca ellerini kullanırlar.
Tedavi Edici Egzersizler
Fizik tedavinin en önemli kısımlarından biridir. Hastaya ve hastalığın durumuna göre tasarlanmış kişiye özel egzersizler sadece uzman hekim ve fizyoterapistler tarafından verilmelidir.
Günlük Yaşam Modifikasyonları
Hastalığın tedavisi sürecinde hasta günlük yaşamında bazı düzenlemelere gidebilir. Aktivite düzenlemeleri, egzersiz ve sporun günlük yaşama eklenmesi, zararlı olabilecek hareketlerin yapılmaması, beslenme önerileri vb. buna örnek olabilir.
Protez-Ortez kullanımı
• Protezler: Eksik olan uzvun yerine taklit edici yapılan aparatlar.
• Ortez: Var olan bir uzvu korumak, desteklemek, performansını arttırmak amacıyla kullanılan aparatlardır. (dizlik, korse, baston, bandaj, bant, kinesiotape vb.)
Fizik Tedavinin Süresi Ne Kadardır?
Fizik tedavi seanslar halinde yapılır. Ortopedik hastalıklarda genelde 1 saatlik toplam 10-20 seans uygulanabilir. Nörolojik hastalıklarda ise rehabilitasyon genelde daha uzun bir süreçtir, 1-2 saatlik seanslar şeklinde uygulanır fakat hastanın durumuna göre rehabilitasyon süreci yıllarca sürebilir.
Fizik Tedavi Uygulamaları Ağrılı Mıdır?
Fizik tedavi uygulamaları sırasında genellikle hasta ağrı duymaz. Ancak, hastada eklem kısıtlılığı mevcutsa, örneğin donuk eklem varsa fizyoterapist germe egzersizleri yapabileceğinden hafif ağrı olabilir.
Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar Nelerdir?
İltihabi (enflamatuar) durumlar, romatizmal hastalıkların aktif dönemleri (eklemlerin, şiş, sıcak ve ağrılı olduğu dönemler), damar tıkanıklıkları, varisler, açık yaralar ve enfeksiyonlu bölgeler üzerine uygulamalarda dikkat edilir veya uzman hekimin uygun görmediği uygulamalar yapılmaz.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamalarının Olası Risk ve Yan Etkileri Nelerdir?
• Fizik tedavi, yan etki ve riskleri oldukça az olan tedavi yaklaşımıdır. Bununla birlikte, nadir de olsa cilt kızarıklıkları, hassasiyet gibi istenmeyen etkiler görülebilir.
• Çok nadir görülen yan etkiler ciltte aşırı duyarlılık, kan basıncı değişiklikleridir.
• Riskler uygun teknik, yeterli tıbbi malzeme ve deneyimli tıbbi personel varlığında nadiren görülmektedir.
• Bu durumların görülme sıklığını en aza indirmek için uygulama öncesi tıbbi durumunuz hakkında doktorunuza detaylı bilgi vermelisiniz. Bilinen ilaç alerjisi durumlarını, hastalıklarınızı doktorunuza belirtmelisiniz.
Ozon 3 oksijen atomundan oluşan gaz halindeki bir moleküldür. Ozon tedavisinde kullandığımız ozon gazı oksijenin yüksek voltajlı akımdan geçmesi sonucu elde edilir. Yani oksijen atomundan elde edilmektedir. Tıbbi ozon gazı; %5 O3- %95 O2 içermektedir.
Ozon gazı nasıl tedavi ediyor?
» Vücudumuzda virüs bakteri gibi mikroorganizmalarla savaşan akyuvar sayısını arttırır,
» Bağışıklık hücrelerimizi organize eden interferon düzeylerini arttırır,
» Kırmızı kan hücrelerinin kalitesini ve O2 taşıma kapasitesini arttırır,
» TNF (tümör nekroz faktör) denen kanser öldürücü hücrelerin salgılanmasını uyarır,
» Damar içindeki kolesterol yapılarını parçalar, damar tıkanıklığını giderir,
» Güçlü antioksidan etkisiyle vücutta yaş ile biriken serbest radikalleri nötralize eder,
» Kan şekeri düzeyini düşürür,
» Her türlü kireçlenmede kıkırdak yapımını uyarır ve eklem sıvısı kalitesini arttır böylece eklemdeki hareket kabiliyeti artar.
Ozon gazı;
» Düşük dozda; bağışıklık arttırıcı
» Orta dozda; bağışıklığı düzenleyici
» Yüksek dozda; bağışıklık baskılayıcı etkileri vardır
» Yani doza bağımlı olarak, aynı tedavi ile farklı etkiler elde etmek mümkündür.
Ozon Tedavisi Hangi Hastalıklarda Uygulanır?
Kas İskelet Sistemi
• Bel ve Boyun fıtığı
• Eklem kireçlenmesi (Diz, omuz, kalça, boyun ve bel)
• Omuz yırtıkları ve sıkışma sendromları
• Dizde menisküs yırtığı
• Topuk dikeni
• Tenisçi ve golfçu dirseği
• Fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu
Dolaşım Sistemi
• Ayak ve bacaklarda damar tıkanıklığı ve daralması, diyabetik ayak, enfekte yara, bası yaraları, yanıklar, iyileşmeyen yaralar, osteomyelit (kemik iltihabı)
Kozmetik Uygulamalar
• Anti-aging, cilt yenileme
• Zayıflama
Hepatit B ve C tedavisinde,
Şeker hastalığı,
İltihaplı Romatizma tedavisinde destek olarak,
Alerjik Astım,
Sedef ve dermatit,
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Majör Yöntem: En sık kullanım yöntemdir. Bu yöntemle kişiden 50-200 ml arasında alınan kan, tedavi seanslarının sayısı ve uygulanacak ozon dozu; hastanın genel durumuna, yaşına ve esas hastalığına bağlı olacaktır.
Minör Yöntem: Kişiden alınan 2 – 5 cc arası kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kişiye enjekte edilir.
Vücut Boşluklarına Ozon Verilmesi: Rektal – Makat yoluyla, vajinal ve kulak yoluna püskürtme yöntemi ile kişiye ozon verilir.
Eklem ve kas içine ozon gazı verilmesi: Kas İskelet Sistemi rahatsızlıklarında, uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazı kişinin eklemlerine ve kaslarda ağrılı bölgeye enjekte edilir.
Ozon torbası: İyileşmeyen yaralarda ve diyabetik ayaklarda, cilt lezyonlarında, enfeksiyonlarda, dolaşım bozukluklarında, nöropatik ağrılarda ve huzursuz bacak sendromunda kullanılır.
Kaç seans yapılır?
Seans sayısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Mevcut hastalığın durumu, kullandığı ilaçlar, ek hastalıklar gibi faktörlerden etkilenmektedir. Çoğu hastada 10 seans hastalığı tedavi etmek için yeterli olmaktadır.10 seanstan sonra belli aralıklarla (2-6 ay) hatırlatma dozları önerilmektedir. İşlem süresi 15-20 dakikadır.
Herhangi bir yan etkisi var mıdır?
Ozon doğru ve alanında uzman hekimlerce uygulandığında yan etkisi oldukça nadir olan bir tedavi yöntemidir. Çok nadir görülen bazı yan etkileri; kan basıncı yükselmesi, baş ağrısı parmaklarda uyuşma hissi, görmede geçici olarak değişiklik.
Ayrıca direk solunduğunda öksürük ve boğazda tahriş hissi yapar fakat bu yan etkinin günümüzde uygulanan tedavi metodlarında görülme ihtimali yoktur.
Ozon tedavisi sırasında nelere dikkat edilmelidir?
Ozon tedavisi sırasında vitamin C ve vitamin E gibi tüm antioksidan tedaviler bırakılmalıdır.
Yine tedavi alacak kişiler tok olmalıdırlar. Eğer diyabet ve tansiyon ilacı kullanıyorlarsa işlemden 2-3 saat önce almaları gerekmektedir.
Ozon tedavisi kimlere uygulanmaz?
» Gebeliğin ilk 12 haftasında,
» Favizim (bakla alerjisi) hastalarında,
» ACE inhibitörü kullanan hastalar,
» Aşırı alkol kullananlarda,
» Hipertiroidi (fazla çalışan tiroid bezi) varlığında,
» Kansızlık ve kanama bozukluğu olanlarda,
» Yakın zamanda inme veya kalp krizi geçirmiş olanlarda,
» Yoğun bakım hastalarında,
» İmmünsüpresif ilaç alanlarda veya kronik enfeksiyon nedeniyle immün sistemi ciddi derecede baskılanmış hastalarda,
» Son dönem kanser hastalarında,
» Ozona tedavisine alerjisi olanlarda kullanılmamalı.
Sonuç olarak ozon tedavisi, alanında uzman hekimlerce kurallara uygun olarak uygulandığında birçok hastalığın tedavisinde başarı oranını arttıran, yan etkileri oldukça sınırlı olan ve tüm yaş gruplarında güvenle uygulanabilen yenilikçi bir tedavi yöntemidir.
Van Ozon tedavisi
Van’da Ozon Tedavisi Uzm.Dr. Sedat ÖZTÜRK tarafından başarı ile uygulanmaktadır. Hastanemize gelerek Ozon Tedavisi hakkında bilgi alabilirsiniz.
Skolyoz omurgaya arkadan bakıldığında normalde düz bir hatta yerleşmesi gereken omurganın sağa veya sola doğru 10 derece üzerindeki eğriliği olarak tanımlanır. Skolyoz sadece tek boyutlu bir açısal deformasyon olmayıp vücudu önden ve yandan yani üç boyutta etkileyen bir kemiksel ve yapısal bozulmadır.
Skolyoz yaşamın her döneminde görülebilen bir rahatsızlıktır. Skolyozda genetik geçiş sorumlu tutmaktadır. Skolyoz açısı yüksek ise vücudun görsel etkilenimi çok bozulur. Bu kozmetik bozukluk, ergenlik döneminin başındaki bu genç yaş çocukları sağlık sorunu olmasının dışında görsel olarak da çok etkiler ve kendi bedenlerine olan güveni bozar, psikolojik sorunlara da yol açar. Kozmetik bozukluk dışında, skolyozun eğrilik açısı arttıkça, başta sırt ve bel ağrısı olmak üzere, akciğerlerin ve kalbin göğüs kafesinde sıkışması nedeniyle, nefes darlığı, şişkinlik, çabuk yorulma gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır. Omurganın dinamiği bozulursa ağrıya neden olabilir. Sonuç olarak yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Skolyozun Belirtileri Nelerdir?
Skolyoz, erken dönemde hiçbir sağlık problemi oluşturmaz, çok nadir olarak sırt ağrısı görülebilir. Bu nedenle, dikkatli olunmadığı takdirde ailelerin fark etmesi zor olabilir. Skolyozun belirtileri, omuzlardan birinin diğerine göre yüksek olması, kalçanın sağa/sola doğru kayması veya bir tarafta kalçanın yüksek durması ve kürek kemiklerinin duruşunda eşitsizlik gibi görsel özelliklerdir. Ailelerin düzenli olarak yapmaları gereken ve en sağlıklı yöntem, çocuğun sırtı çıplak olarak öne doğru eğilmesi ve omurgasının düz bir hat üzerinde olup olmadığının gözle incelenmesidir. Bu şekilde bir kontrol sonunda, eğer skolyoz varsa sırtın sağında veya yolunda veya bel bölgesinde çıkıntılı bir yükseklik göze çarpar.Skolyoza bazen ciltte renk değişiklikleri eşlik edebilir.
Ailelerin bilmesi gereken başka bir durum ise skolyozun 10-16 yaşta görülebileceği ve ne zaman ortaya çıkacağının bilinmemesi nedeniyle bu omurga kontrolünü sık aralıklarla yapmalıdır. Özellikle ergenlik döneminin belirtileri olan çocuklara daha fazla dikkat edilmelidir. Skolyozdan şüphe edildiğinde vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır.
Skolyozda Tanı Aşamasında Neler Yapılır?
Hekim tarafından ayrıntılı öykü alındıktan ve muayene edildikten sonra görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Ayakta çekilen omurga grafileri ile kesin teşhis koymak mümkündür. Nadiren başka nedenleri ayırmak için omurganın ileri radyolojik incelemeleri ( MR filmleri) de istenir. Son yıllarda daha sık kullanılmaya başlayan X ışını içermeyen, eğriliği takip imkanı veren vücut topografik analiz sistemleri mevcuttur.
Skolyozda en önemli olan erken tanıdır. Bu nedenle aileler büyüme çağındaki 10-16 yaş arasındaki çocuklarının omurgalarını kontrol etmeli ve şüphe varsa hemen hekime başvurmalıdır.
Skolyozda Tedavi Basamakları Nelerdir?
Skolyoz tedavisinde belirlenmiş bazı algoritmalar vardır. Erken tespit edildiyse, düşük açıda tespit edildiyse konservatif (koruyucu) tedaviler için adaydır.Skolyozda tedaviler gözlem, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları, korseleme ve cerrahidir.
Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine ve büyümenin hangi aşamada olduğuna göre belirlenir. Günümüzde kabul gören cerrahi dışı tedavi metotları skolyoza özgü egzersizler, özel skolyoz programları ve korse uygulamasıdır. Skolyoz tedavisinde ana amaç eğriliğin ilerlemesinin önüne geçmek, çocuğun omurgasının hareketliliğini korumak ve kozmetik kötüleşmeyi kontrol altına almak ve cerrahiyi engellemektir.
Skolyozda egzersiz uygulamaları son derece önemlidir. Schroth egzersizleri olarak bilinen ve yaygınlaşan üç boyutlu skolyoz egzersizleri her bireyde etkilenen vücut bölümüne göre kişiye özel planlanmaktadır. Amaç, pelvisi ve etkilenen omurga çevresi kas ve ligamanları kontrol etmek ve vücut kozmetiğinin kontrolünü sağlamaktır. Bu amaçla mobilizasyon, omurga traksiyonu, fleksibilite ve doğru postür kontrolü ile günlük yaşam aktivitelerinde omurganın kontrolü temel alınır. Düzenli yapılan egzersizler, doğru ve biyomekanik kontrolü yeterli korsenin uygun süre kullanılması çocuğun postüral dengesini arttırır ve skolyozda açının progresyonu kontrol eder. Skolyoz egzersiz programlarında solunum teknikleri de yeralır. Son yıllarda daha ön plana çıkan omurga egzersizlerinin bilgisayarda oyun benzeri bir ortama entegre edilerek çalışma imkanı veren cihaz destekli programlar vadır.Valedo ile ayakta, oturur konumda, plank pozizyonunda egzersiz çalışma olanağı vardır.
Korselemenin ideali 10 yaş sonrası, risser evre 0-2 (kemik gelişiminin erken evreleri),cobb açısının 20-40 derece arasında olduğu ve menarş öncesi veya menarş sonrası en fazla 1 yıl çerisinde olduğu dönemdir.
Konservatif yöntemlerin başarısız olduğu, yukarda sayılan ilerleme riski yüksek bireylerde Cobb açısı 40 derece üzerinde ise cerrahi tedavi uygulanır. Skolyoz cerrahisinde omurga plak ve vidalarla orta hatta alınır ve skolyozun ilerlemesi kontrol altına alınır. Küçük çocuklarda operasyonun belirli aralıklarla omurganın uzamasını sağlamak için tekrarlanması gerekebilir.
Çeşitli nedenlerle vücudumuza giren zararlı toksinler, kimyasal maddeler, gıdalar üzerindeki ilaç kalıntıları idrar veya ter yoluyla atılır. Doğal yollarla atılamayan kalıntılar deri altında birikir. Hacamat; bağ dokusunda birikmiş bu atıkların çok küçük kesiler oluşturulduktan sonra kupalar vasıtasıyla vakumlanıp bu kirli kanın dışarı atılma işlemidir. Başka bir deyişle detoks işlemidir.
Hacamat kaç seans yapılmalıdır?
Sağlıklı kişiler yılda en az 4 kez hacamat yapılmalıdır. Bin yıl önce ibni sina hiçbir sağlık sorunu olmayanın yılda asgari 2 kez yapılmasını önermiştir. Günümüz şartlarında kullanılan organik olmayan gıdalar peketli ürünler, tarım ilaçları, hava kirliliği nedeniyle toksin birikimi çok daha fazladır. O yüzden yılda 2 kez yeterli olmayıp en az 4 kez hacamat yapılmalıdır.
Hacamat tedavisi hangi aylarda yapılır?
Kupa tedavisi genel iyilik hali ve bazı özel durumları tedavi etmek için önerilmektedir. Bu özel durumlarda kupa tedavisi uygulaması için özel bir gün ya da zaman yoktur ve gerekli olduğu zaman uygulanmaktadır. Ancak genel iyilik hali için hicri ayın ikinci yarısındaki “üç tekli günde” yapılması uygun olmaktadır. Bununla ayın ikinci yarısındaki tekli günlerde (15, 17 19, 21, 23, 25, 27. günler) yaptırılması da uygun olur. Sünnet için yapılan hacamatta haftanın Pazartesi Salı Perşembe ve pazar günleri hacamat yapılabilir.
Hacamat tedavisi sırasında ağrı olacak mı?
Hacamat sırasında cilde çizik şeklinde çok kısa ve ince kesiler atılır. Uzman hekimlerce yapıldığında ağrı yok denecek kadar azdır.
Hacamattan sonra iz kalır mı?
Bu işlemde yaptığımız kesiler 5 mm derinliğinde 1 cm uzunluğunda olduğundan herhangi bir iz kalmaz. Ancak işin ehli olmayan ve hekim harici yapılan uygulamalarda derin izler kalabilmektedir. Bu tür problemlerle karşılaşmamak için her zaman hekimlerce yapılmasına özen gösterilmelidir.
Hacamat hangi durumlarda uygulanır?
• Hastalık olmadan bağışıklık güçlendirme,
• Hastalık olmadan detoksifikasyon için,
• Bel fıtığı-boyun fıtığı
• Fibromiyalji
• Kronik yorgunluk sendromu,
• Kireçlenme(diz-omuz-ayak-boyun-bel)
• Migren
• Uyku bozuklukları
• Zihinsel olarak rahatlama
• Kısırlık
Herhangi bir yan etkisi var mıdır?
Hacamat tedavisi yan etkisi yok denecek kadar az olan ilaçsız bir tedavi yöntemidir. Çok nadir olarak bazı hassas hastalarda baş dönmesi, kanama, çizik yerlerinde lokal enfeksiyon gibi yan etkiler gözlenebilmektedir.
Hacamat kimlere uygulanmaz?
Hamile ve mens dönemindeki kadınlarda, dekompanse kalp hastalığı, trombofilebit, aktif yaralar, cerrahi yaralar, kansızlık (hemoglobin 9 mg/dl`nin altı), kanama/pıhtılaşma bozukluğu olanlar, antiagregan ilaç kullanımı ve varisli ekstremitenin üzerine kupa uygulanmaz.
Uygulama öncesi dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
» Bir gün öncesi ve sonrası hayvansal gıda tüketilmemeli,
» Uygulamadan 2 gün öncesi ve sonrası proteinden fakir besinler tüketilmeli,
» Banyo, hamam, sauna vb şeyler 48 saat sonra yapılmalı,
» Hacamat öncesi 3 saat aç olunmalı,
» Bir gün öncesi ve bir gün sonrası cinsel perhiz yapılmalıdır.
Van Hacamat Tedavisi
Van’da Hacamat Tedavisi, Uzm.Dr. Sedat ÖZTÜRK tarafından başarı ile yapılmaktadır. Hacamat tedavisi ile bağışıklık güçlendirme, detoksifikasyon, uyku bozukluğu, bel fıtığı, boyun fıtığı, fibromiyalji gibi hastalıkları kliniğimizde başarılı şekilde tedavi etmekteyiz. Hacamat tedavisi için Sizleri de kliniğimize bekliyoruz.
IV terapi: vitamin ve mineral gibi solüsyonların damardan serumla verilmesi işlemidir.
Glutatyon; vücuttaki tüm hücrelerde bulunan ve hücreleri serbest radikal hasarından koruyan bir antioksidandır. Serbest radikallerin kanser ve diğer birçok kronik hastalığa neden olduğu bilinmektedir. Bu yüzden glutatyon gibi antioksidanlarla bu zararlı bileşikler yok edilir.
Glutatyon vücudumuzda ki bilinen en güçlü antioksidandır. Zamanla vücudumuzdaki glutatyon seviyesi azalır ve bunun neticesinde yaşlılık ve kronik hastalıklar meydana gelir. İşte damardan glutatyon tedavisi tamda burada devreye girmektedir. Ağızdan glutatyon emilimi düşük olduğu için damardan tedaviye göre etkinliği çok düşüktür.
IV Glutatyon; Fibromiyalji, Kronik yorgunluk sendromu, İltihaplı romatizma, Kanser tedavisinde kemoterapinin yan etkilerini azaltmak, Multiple skleroz, Parkinson, Şeker hastalığı, Hipertansiyon gibi hastalıklarda kullanılır. Hiçbir hastalık olmadan Anti-aging(yaşlanma önleyici) ve bağışıklık güçlendirici amacıyla kullanılır.
IV Yüksek Doz C vitamini
Vitamin C; vücutta kollojen sentezinde rol alarak dokuların esnekliğini sağlar. Glutatyon gibi serbest radikalleri tutarak antioksidan etki yaratır. Ayrıca bağışıklık hücreleri için katalizör görevi vardır.
Ağızdan ne kadar yüksek c vitamini alsakta emilimi çok sınırlıdır. Bu yüzden bu etkileri sağlamak için damardan yüksek doz almak gerekmektedir.
C vitamini günlük aldığımız dozlarda antioksidan etki yaparken, yüksek dozlarda prooksidan (hücre öldürücü) etkisi vardır. Kanser tedavisinde bu etkisinden faydalanılır.
C Vitamini ;0,1-10 gr dozlar antioksidan,10-30 gr dozlar pro-oksidan, 30 gr üzeri dozlar (kg başına 1-1,5 gr dozlar) oksidan dozlardır.
Yüksek Doz C vitamini; Bağışıklık güçlendirme, Fibromiyalji, Kronik yorgunluk sendromu, Kanser tedavisinde kemoterapiye destek olarak kullanılır.
Myers Kokteyli
Myers Kokteyli yüksek dozlarda damar içine verilen çeşitli vitamin ve mineralleri içermektedir. Vitamin ve mineraller serumla karıştırılır ve damardan uygulanır. İçerisinde; Magnezyum, Kalsiyum, Vitamin B1, Vitamin B5, Vitamin B6, Vitamin B12, Folik Asit ve C Vitamini bulunur.
Myers kokteyli ;Fibromiyalji, Kronik yorgunluk semdromu, Migren, Astım atakları, Soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkisi kanıtlanmıştır.
IV terapilerde kişilerin detaylı muayenesi yapılarak kişiye özel tedavi rejimleri uygulanmaktadır.