Sedef hastalığı otoimmün (bağışıklık sistemini etkileyen) bir hastalık olarak sınıflandırılır ve vücuttaki deri hücrelerinin normalin iki ila üç katı hızla çoğaldığı bir durum olarak tanımlanır. Hastalık sedef hastalığı olarak da bilinir. Hastalığı olmayan kişilerde deri hücrelerinin yaşam döngüsü yaklaşık 30 gündür. Ancak sedef hastalığı olan kişilerde hücrelerin ölmesi ve yeniden ortaya çıkması için geçen süre birkaç güne kadar düşebilir. Sedef hastalığı olan kişilerin bağışıklık sistemindeki T lenfosit hücreleri deride birikir. Sonuç olarak, deri hücrelerinin ölmesi ve yenilenmesi için geçen süre hızlanır.
Cilt hücrelerinin yaşam döngüsü hızlandıkça, cildin görünümü farklılaşmaya başlar ve hastanın cildinde engebeli bir yapıya sahip kırmızı lekeler görülmeye başlar. Bunun nedeni, vücudun yaşam döngüsünü normalden çok daha önce tamamlayan hücreleri dışarı atması için yeterli zamanın olmamasıdır. Böylece ciltte sert yamalar oluşur. Sedef hastalığı olan kişilerde cildin kızarmasının yanı sıra ciltte beyaz pullar da gelişir. Bu plaklar ve beyaz pullar vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. En yaygın bölgeler dizler, sırt, eller, ayaklar, boyun, yüz derisi, kafa derisi ve dirseklerdir.
Cilt hücreleri cildin en derin katmanlarında oluşur. Hücreler yavaş yavaş cildin yüzeyine doğru ilerler ve burada ölürler. Gündüz aktivitesi ile parçalanır ve dökülürler. Dökülen deri hücrelerinin yerini alt dokularda oluşan yeni hücreler alır. Deri hücresi oluşumu ve dökülme süreci yaklaşık 28 gün sürer. Sedef hastalığında ise bu süreç çok hızlıdır. Normalden yaklaşık 10 kat daha hızlı ilerleyen bu hastalıkta deri hücrelerinin dökülmesi 2-6 gün sürer. Bu durumda eski deri hücreleri yüzeyde birikir. Aşırı üretim ve dökülme ciltte sedef hastalığına özgü renkli pul ve kabukların oluşmasına neden olarak bir kısır döngü yaratır.
Sedef hastalığının belirtileri türüne bağlı olarak değişebilir. Ancak en tipik semptomlar, beyaz kepekle kaplı açık sınırlı kaşıntı ve ağrılı kızarıklık oluşumudur. Bu lezyonlar özellikle dizlerde, dirseklerde, kafa derisinde ve sırtta bulunur.
Sedef hastalığı sadece bazı durumlarda tırnakları tutabilir. Bu durumda semptomlar, iğne başı büyüklüğünde çöküntülerin oluşmasıyla tırnakların kalınlaşması, boşalması veya sararması olabilir. Sedef hastalığı nadirdir ancak eklemlerde de kalabilir, kalırsa eklemlerde şişlik ve ağrı meydana gelir. Artrit ilerleyen dönemlerde eklem sertliği ve hareket kısıtlamaları yaşanarak ortaya çıkabilir.
Sedef hastalığı sadece cildi etkilemekle kalmaz. Özellikle erken yaşta başladığında kardiyovasküler sistem, diyabet ve obezite hastalıklarına da yol açabilir. Bu nedenle diğer hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek ve bunları izlemek için hastalığın semptomlarını izleyerek tedaviye erken başlamak önemlidir.
Sedef hastalığının belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Herkes sedef hastalığının asla bulaşıcı olmadığını bilmelidir. İnsandan insana geçmez. Bu hastalık genetik olarak bulaşan bir hastalıktır. Bize başvuran hastalar genellikle birçok tedavi yöntemini denediklerini ancak başarısız olduklarını söylerler. Özellikle kortizon preparatlarının cildi incelttiği ve sonucun yetersiz olduğu söylenir.
Sedef hastalığı, nedeni bugün tam olarak bilinmeyen bir bağışıklık sistemi bozukluğudur. Bağışıklık sisteminin neden olduğu bir sorun olan sedef hastalığının gelişiminde etkili olduğuna inanılan nedenler şunlardır:
Çürükler, cilt sıyrıkları ve çizikleri, cilt yaralanmaları ve idrar yolu enfeksiyonları da sedef hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Sedef yamaları gümüşi bir kabukla kaplı döküntülerdir. Farklı şekil ve boyutlarda ortaya çıkabilirler. Sedef hastalığının türüne bağlı olarak semptomlar da değişir:
Psoriatik artrite çıkış eşlik ediyorsa, teşhisi kolayca yapılabilir. Ancak tek başına eklemde yer alan hastalarda sedef hastalığını teşhis etmek çok daha zor hale gelir.
Sedef hastalığının tedavisi hastalığın türüne ve şiddetine bağlıdır. Uygun tedavi uygulandığında hastalık tamamen iyileşmez, ancak hastanın yaşam kalitesi uzun süreli bir esenlik halısı sağlayarak normal seviyelere ulaşabilir. Dermatologlar tarafından reçete edilen topikal kremler, nemlendiriciler, sistematik olarak kullanılan haplar, sedef ilaçları ve iğnelerle tedavi sağlanabilir.
Ek olarak, şiddetli sedef hastalığı vakalarında, fototerapi yöntemi ile tedavi yapılabilir. Fototerapi ile hastalar doktor gözetiminde düzenli ultraviyole radyasyona maruz kalırlar. Kabin tipi cihaz, bölgesel uygulamalarda tüm vücut tarafından kullanılabilir. Fototerapi uygulanırken, tedaviye birkaç sistematik ilaç ve topikal krem eklenerek bir kombinasyon tedavisi uygulanır.